KİTAP ÖNERİLERİ 1
Öncelikle diğer yazılarımı okuyanlar bilir ki ben kitap okumayı çok seven biriyim. Yüzlerce kitabım yok tabi ama benimde kendime göre ufak çaplı bir kütüphanem var. Şimdi size o kitaplar arasından en sevdiklerimi önereceğim. Aslında benim için hepsi çok değerli ama hepsini yazmaya kalksam bu yazı bitmez o yüzden bunu da bir seri haline getirmeye karar verdim. Aklımda ayda bir kere atmak gibi bir fikir var ama bakalım hayırlısı. Neyse çok uzatmadan kitaplara geçelim o zaman.
1-) HARRY POTTER SERİSİ :
Bu seriyi okumayan kalmamıştır herhalde diye tahmin ediyorum ama ben yine de kaçıran eden olursa diyerek yazayım. Kitap okumaktan hiç hoşlanmayan bir insanı bile kitap kurdu yapabilecek bir seri. 2. si gelir mi , sanmam. Her yaşa uygun isterseniz ilkokul öğrencisi olun isterseniz üniversite. Herkesin sıkılmadan okuyabileceği bir seri. Ben normalde bir kitabı bitirdiğimde tekrar okumaktan hiç hoşlanmam. Ama bu seriyi rahat 4-5 defa bitirmişimdir. Her aklıma geldiğinde açıp yeniden okurum. Kitap okumaya yeni başlayanlar için mükemmel bir seri.
2-) NAR AĞACI :
Bu kitabı 1'e mi 2'ye mi koysam çok kararsız kaldım. Gerçekten diğerinden ayıramayacağım kadar kaliteli ve güzel bir kitap. Bu kitabı bana ortaokulda Türkçe öğretmenim okutturmuştu yani sınav için almıştık. Kitap kalın olduğu için ve dışı sanki sıkıcı izlenimi verdiği için gözüm korkmuştu ne yalan söyleyeyim. Ama başladığımda asla elimden bırakamadım. Şu an tam hatırlayamasam da yaklaşık 300-400 sayfaydı sanırım. Yalnızca 1 hafta da okumuştum. Konusunu çok kısa kendi cümlelerimle özetlersem. Roman Balkan Savaşı yıllarından başlayıp 1. Dünya Savaşı'na kadar uzanıyor. Savaşta yaşanan bir aşk hikayesi tam olarak denmeyebilir. Çünkü yalnızca bir tane aşk yok içerisinde. 2 hayatın nasıl olaylar atlatarak birbirini bulduğunu anlatıyor. Aşkın yanında o dönemlerde insanların neler yaşadığı nasıl hayat şartlarında olduklarını da bize çok güzel anlatıyor. Hem eskiyi hem bugünü karıştırarak anlattığı için başlarda çok anlamayabilirsiniz. Ama meseleyi çözünce su gibi akıyor kitap.
3-) BİLİNMEYEN BİR KADININ MEKTUBU :
Stefan Zweig'ı bilmeyen yoktur zaten. Yazdığı psikoloji kitaplarını mutlaka okumanızı öneriyorum. Tabi beni en çok etkileyen kitabı buydu. Hayatımda ilk defa bir kitabı okuduktan sonra gün boyunca etkisinden çıkamadım. Duygularımı en üstlerde hissetmeme neden oldu. Çok kısa bir kitap fakat o kalın kalın kitaplara bunu tercih ederim. Okumadıysanız bir an evvel okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum. Kitabın konusunu çok kısa anlatayım. Adından da anlayacağınız üzere bir kadının bir adama olan gizli aşkını anlatıyor ona yazdığı mektuptan yola çıkarak. Böyle söyleyince çok klişe ve basit geliyor olabilir ama cidden duyguları bu kadar güzel anlatan yaşattıran bir kitap daha yok diyebilirim.
4-) BİR İDAM MAHKUMUNUN SON GÜNÜ :
Yine klasiklerden devam edeyim o zaman. Okumazsanız çok şey kaybedeceğiniz bir kitap. Konusu da zaten başlığı gibi bir idam mahkumunun son gününü anlatıyor bize. Yazarla idam konusu hakkında düşüncelerimiz uyuşmasa bile gerçekten okumaya değer bir kitap. Ve lütfen kitabın önsözünü okuyun. Biraz uzun ama o dönemin şartlarını bilmeniz anlamanız açısından çok önemli.
5-) KÜÇÜK PRENS :
Yine dünya klasiklerinin en en en güzelinden devam edeyim. Bu kitabı da okumayan yoktur diye düşünüyorum. Okuduğum anda çevremdekilere zorla okutturduğum bir kitap. Çocuk kitabı gibi göründüğüne bakmayın gerçekten şu anki dünyada bütün herkesin yaşlısından gencine okuması gereken bir kitap. Size çok güzel bakış açıları katacak. Bilmiyorum ya bu kitabı nasıl anlatabilirim. Ama lütfen bu kitabı hemen okuyun ve çevrenizdeki herkese okutturun.
6-) SATRANÇ :
Yine Zweig' tan bir kitap. Bu kitabın benim için yeri başka çünkü bu benim okuduğum ilk klasik kitap ve okuyalı baya da oldu. Öyle olmasına rağmen hala çok iyi hatırlıyorum ve seviyorum. Eğer klasiklere başlayacaksanız bu kitabı size önerebilirim. Yani siz alın kitap zaten kendini okutturuyo arkadaşlar. Konusu özgürlüğü elinden alınan bir adama psikolojik baskı uygulanması adamın delirme seviyesine gelmesi ve küçük bir satranç kitabı çalmasıyla başlıyor. Anlatmaya devam edersem biliyorum ki kitabın hepsini anlatırım. O yüzden burada bırakıyorum.
7-) MUCİZE :
Mucize gerçekten adı gibi mucize bir kitap. Bu dünyanın daha iyi bir yer olmasını sağlayacak bir kitap. Çocuk- genç herkes okumalı. Kitabın konusu fiziksel engeli olan bir çocuğun başına gelen olaylar zinciri gibi bir şey. Gerçekten okumayanınız varsa üzülürüm.
8-) HER TEMAS BİR İZ BIRAKIR :
Okumayı en çok sevdiğim polisiye türü bir kitap yazmasam olmazdı. Ankara' da geçen bir polisiye romanı. Ve içinde milyon tane olay oluyor. Eğer bu tarz kitapları seviyorsanız mutlaka okumalısınız. Sürekli diğer bölümde ne oluyor acaba ? Diye sormak istiyorsanız o kitap kesinlikle bu kitap. Başladığım gibi elimden hiç bırakamadım. Sonu beni biraz sarstı diyebilirim. Bu kitabın konusunu tek bir cümleye sığdıramam. Dediğim gibi bir sürü şey oluyor. Ama kitap bir genç kızın ölümüyle başlıyor. Gerçekten intihar mı yoksa işin içinde başka şeyler mi var araştırılıyor. Kitabı bir polisin ağzından dinliyoruz çoğu zaman. Gerçekten güzel bir kitap.
Şimdilik bu kadar olsun daha size anlatmak istediğim bir sürüü kitap var aslında. Ama çok uzun tutmak istemiyorum. Takipte kalın diğer seriler mutlaka gelecek.
Satranç, küçük prens ve mucize benim de cok severek okuduğum kitaplar arasındadır. Emeginize saglik, blogunuzu takibe aldim, sevgiler.
YanıtlaSilÇok sevindim, teşekkür ederim. Bende blogunuzu ziyaret edeceğim.
Sil